Bakan Şimşek: 2027’de enflasyonu tek haneye indirmeyi hedefliyoruz
Ankara, 7 Nisan (Hibya) - Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2027 yılında enflasyonu tek haneye indirmeyi hedeflediklerini duyurdu.

Ankara, 7 Nisan (Hibya) - Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2027 yılında enflasyonu tek haneye indirmeyi hedeflediklerini duyurdu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 4. Tarım Orman Şurası “Tarım Ekonomisi Atölyesi” programında konuştu.
Bakan Şimşek'in konuşmasından satır başları şu şekilde:
"75-80 milyar dolar harcadığımız bir dönemde biz bu bütçe açığını kontrol altına almadaydık ve bu bütçe açığı parasallaşsaydı enflasyon ne olurdu onu düşünen sağduyulu insanların analizine bırakıyorum.
Türkiye’nin çok ciddi bir cari açık sorunu var. 2023 ortalarında 55-60 milyar dolar arası bir cari açığımız, rezervlerde yetersizlik ve çok ciddi bir kur korumalı mevduat sorunuyla karşı karşıyaydık. Bu program uygulamaya konuşmasaydı enflasyonu nerelere götürürdü bunun analizi gerekiyor.
Dezenflasyonda şu anda bir başarı var. Program çerçevesinde gidiyor. Son yaşanan piyasalardaki çalkantıların da kalıcı bir etki yağacağını düşünmüyorum. Çünkü finansal koşullardaki sıkılaşma, dezenflasyonisttir. Liradaki dolara karşı yüzde 3-3,5 civarındaki değer kaybının sınırlı etkisi nisan ayı ortalarında olabilir ama bir yıl ve ötesine baktığımızda orta vadede dezenflasyonisttir.
Şu anda temel malların enflasyonu yüzde 20’nin altına, mal enflasyonu yüzde 30 civarına, manşet enflasyon yüzde 38 civarına düştü. Çünkü hizmet enflasyonunda katılık var. Net bir şekilde enflasyon düşüyor, düşmeye de devam edecek. 2027’de enflasyonu tek haneye indirmeyi hedefliyoruz.
Piyasadaki katılımcılar aşağı yukarı benzer bir beklenti setine sahipler. Ama reel sektör hane halk beklentileri düşmekle birlikte hala yüksek seyrediyor. Bu da dünyadaki deneyimlerden çok farklı değil.
Dezenflasyon 2025 yılında güçlü bir şekilde devam edecek. Nedeni ise; para politikası gecikmeli etkiye sahip, maliye politikasında negatif bir etki söz konusu olacak, gelirler politikası daha destekleyici, arz yönlü politikalar.
Bütçe açığını bu sene düşürmeyi hedefliyoruz. Büyümede öngördüğümüzden daha yavaşlama olabilir bu da bütçe performansını sınırlayabilir.
Bütçede disiplin kritik bir alandır. Tasarruf disiplinin önemli bir parçasıdır. Deprem ve faiz ödemeleri hariç, TBMM tarafından onaylanan bütçe 100 lirayken her sene ortalama 109.1 lira harcanmış. Yani bütçe üzerine yüzde 9’luk bir sapam söz konusudur. Geçen sene sapma yok. Böylece toplam tasarruf 1.2 trilyon lira oldu.
Program sayesinde cari açığı düşürdük. 55 milyar dolardan 11,5 milyar dolara düşürdük. Milli gelire oran olarak yüzde 5.4’ten yüzde 0.9’a düştü. Cari açığın bu sene bir miktar artmasını bekliyoruz. Ama petrol fiyatları bu son gelişmelerden dolayı çöktü. Eğer petrol fiyatları bu seviyede kalırsa Türkiye’nin cari açığı bu sene sorunu olmayacak.
Ayrıca en önemli bir konu Türkiye bu dönemde petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki düşüşten en fazla olumlu etkilenecek ülkelerin başında geliyor. Dolayısıyla brüt dış finansman ihtiyacı da hızlı bir şekilde azalıyor.
Büyümede bir dengelenme var. Türkiye 2023’te yüzde 5 civarı büyürken net ihracatın katkısı eksi 3 puan ama iç talebin katkısı 8. Bu kapalı bir ekonomi olsaydık yüzde 8’in üzerinde büyüyor olacaktık demek ama bu türden yüksek hızlı büyüme beraberinde cari açık be enflasyon getiriyor.
Bundan dolayı da önemli hedeflerimizden bir tanesi büyümeyi kısa ve orta vadede daha sürdürülebilir dengeli hale, sonra da yüksek sürdürülebilmenin temellerini oluşturmaktır.
İstihdam piyasasında şu an oldukça iyi bir noktadayız. 2024 yılında 1 milyona yakın net yeni istihdam oluşturduk. İşsizlik oranları hızlı bir şekilde düşüyor. Erkekler için işsizlik oranı verilerin toplandığı tarihlerin en düşük düzeyinde, kadınlar için de işsizlik oranı hızlı bir şekilde düşüyor.
Ülkenin ciddi bir rezerv birikimi oldu. Rezervleri neden kullandığımıza dair eleştiriler geliyor. Rezerv şoklara karşı bir tampondur. Şu anda Türkiye’nin rezerv pozisyonu IMF’nin tanımına göre 1’dir. Bu da rezerv yeterliliği sağlanmış demektir.
Kur korumalı mevduat Türkiye için önemli bir koşullu yükümlülüktü. Bu koşullu yükümlülüğü azaltmak Türkiye ilişkin belirsizlikleri azaltmak anlamına gelir. Kur korumalı mevduattan çıkış piyasalarda oynaklık yaratmadan başarılı bir şekilde sağlanıyor.
Ülkemizin risk primi 700 baz puanlardan bugün 350 baz puan civarına düştü. Bu son artışı bir iki haftalık oynaklığa bağlayanlar var ama son üç dört günde ABD’nin açıkladığı dış ticaretteki korumacılık tedbirleri dolayısıyla birçok ülkenin risk primi bizden çok daha fazla arttı."
Hibya Haber Ajansı© Copyright 2025 giresunhaberler.com.tr Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.